Hakkımda

26 Ocak 2010 Salı

minik hikaye içinde kocaman bir teşekkür yazısı


Bir başka dünyaya girmek gibidir yazı yazmak. Kapılar açılır önünüze içinden geçersiniz. Daha ilkokul 4 müydü 5 miydi hatırlamıyorum ama ozaman Yalvaç Ural'ın dergisi mi vardı ya da kendisi bir dergidede mi yazıyordu şimdi hatılayamasamda. O dergide bir yarışma vardı. Komposizyon yarışması. Konusu gelecek ile ilgili hayallerdi sanıyorsam. Ben oturdum o gün ananemin o binbir meyvesi olan bahçesinde ama benim favorim kiraz ağacı olan o ağacın altında gizli bir yazı yazdım. Sonra kimseye gösteremedim.Hala da kimseye okutmamışımdır. Sebebini bilmiyorum ama göndermeye korkmuştum o zamanlar. O zamandan bu zamana kaç yıl geçti bilmiyorum ama sürekli yazı yazarım ama kimseye okutamamam. Ama bügünlerde sizlerden okadar güzel yorumlar tebrikler alıyorumki keşke diyorum ozamanlar okutmaya korkmasaymışım ve iyki bir blog açıp sizlerle paylaşmışım. Eğer şuan bir hayaliniz varsa ve siz sürekli erteliyorsanız sakın ertelemeyin. Çünkü yıllar sonra dönüp baktığınızda keşke demek insana en acı darbe olur. O yapmadığımız ertelediğimiz sakındığımız korktuğumuz zamanlar içinizde pişmanlık oluşturur. Ben o günlerin pişmanlığını çeksemde hayallerimden vazgeçmedim. Sizlerde vazgeçmeyin ve asla pes etmeyin bu canım sevgilim içinde geçerli ona kızsamda özlediğim içindir sende sakın hayallerinden vazgeçme . Sizlere çok teşekkür ederim. Okuyup benimle düşüncelerinizi paylaştığınız için
(dicle)

2 yorum:

rHn dedi ki...

yaptığın değil, yapmadığın şeylerden pişman olmak kadar kötü bir şey yoktur sanırım. hayallerinden vazgeçmek ya da ertelemek geç kalmaktır hayata. hem de çok geç kalmak... ne, zaman geriye alınır ne de geri döner gidenler. en azından yapmak ile yapmamak arasındaki tereddüt savaşında yapmaya yenik düşmek dileğiyle ;)

Adsız dedi ki...

güzel yorumun için çok ama çok teşekkür ederim:)