Hakkımda

30 Kasım 2010 Salı

Yazmayı ve okumayı sevenler



Hergün yeni bir güne uyanan bizler. Bazen sabahları en kötü güne uyanırız.Bazen de o gün iyi geçecek diye ümit eder günün sonunda bittiği için seviniriz. Kimi için gün geçmez iken kimi için bir çırpıda akar o gün. Yaşananlarla doğru orantılıdır. Hayat mutluysanız hızlı Mutsuzsanız yavaş geçer. Ben mutlu ama geçmeyen günler olsa bile sırf mutlu olayım diye ve o gün çoğalsın diye yazı yazanlardanım. Sizde bu yazıyı okuyan okumayı sevenlerdensiniz. size mutlu ve güzel geçirdiiğimiz bir tatilden fotoğraf paylaşmak istedim.

29 Kasım 2010 Pazartesi

İSTANBULDA BİR GİZLİ MEKAN

BİLİN BAKALIM BURASI NERESİ ?


















İstanbul 7 tepeli şehir. İstanbul'un 5.tepesinin üzerine kurulu YAVUZSELİM TÜRBESİNDEN İSTANBUL'A SERİN BİR BAKIŞ. Eğer bir gün yolunuz düşerse Mutlaka yavuz selim türbesiyle beraber Rum lisesini Fener'e inip güzel fotoğraflar çekinin. Bir sonraki Fener, RUM LİSESİ FOTOĞRAFLARI...sevgiler
Dünya kanıtıdır evrenin
bizim içinbizim gibionun da hatırlamıyor oluşub
aşlangıcını gizeminin madem burada doğduk dilini bulmak gerekir
yaşama sözleşmesinin
MURATHAN MUNGAN (hürriyet gezginlerde okudum)AVARENİN ŞİİİR'İNİ

28 Kasım 2010 Pazar

kahvaltının en güzel yapıldığı gün hangi gün? BUGÜN PAZAR

Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmemAma kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı... demiş CEMAL SÜREYA...
kuşkusuz kahvaltının mutluluk veren yönü
sanırım güzel bir uyku çekip yeni bir güne başlarken enerji vermesidir. Ben eminönünü hiç bukadar gezmemiştim. çünkü kalabalıkları sevmem. AMA MORALiM BOZUK OLUNCA DİREK KALABALIK NERESİ OLURSA BEN ORDAYIMDIR. içerisi lebi derya pazar sabahları kahvaltı etmek isteyenlere ctesi alışveriş için önerilir.




27 Kasım 2010 Cumartesi

NİKON SHOT:)))

Eminönüne uğradığınız zaman size iki lezzet kokusu eşlik eder. Birisi balık ekmek kokusu diğeri ise mısır çarşısından ilerdikçe burnunuza çarparan mis gibi KAHVE KOKUSU....
Kahve almak için uzun bir kuyruk bekledik ve ben beklerken fotoğraflar çektim. Buyrun bakalım NİKON SHOT:))
Bu resimi çekerken baya zorlandım ama sonunda zaman makinasında gibi hissettim. Geçmişten günümüze kahveyle zamanda yolculuk gibi bir his yakalım bu çektiğim resimimde
sonunda aldığımız




NOT: Balat ve Yavuz selim türbesinden istanbul ve haliç görüntüleri ile yeni yıla hazırlık fotoğraflarım geliyor:))

acı kayıp

Oyuncu ONUR BAYRAKTAR'IN tarfik kazası sonucu hayatını kaybettiğini bu sabah öğrendim. İnanılmaz üzüldüm. Allah ailesine ve sevenlerine sabır versin.

26 Kasım 2010 Cuma

HER SEÇİM BİR KAYIP HER KAYIP BAŞKA BİR YOL AYRIMIYMIŞ..



Çocuklarınızı en harika stillerle yetiştirmek istersiniz, onlara en güzeli vermek için hep çabalar durursunuz. Ancak hayat o kadar sert ve dayanılmazdır ki zaten önünde duran setin arkasındaki çocuk rüzgarın önüne çıktı mı bir kere hiç dayanamaz sığınır hiç bilmediği yerlere... Belki bu yazıyı yazan çocuktur ve hiç büyümemiştir....





Her yıl insanın hayatında artan şeylerin yanında birde azalan tarafda oluyor. Elif Şafak'ın dediği gibi HER ADIMDA SEÇİM YAPMAKTIR YAŞAMAK...

bazen bir kitap iyi gelir insana bazen bir film bazen açarsınız müziğin sesini dalarsınız hayallerinize. ya da geçmişinize. Çok sevdiğim bazılarının ise sevmediği yazar olan ELİF ŞAFAK bir yazısında seçimlerimizden bahsediyordu. Bizler değilmiyiz her adımda seçeriz isteklerimizi almak adına savaşan sonra pişman olan... Ben bazen diyorum acaba ilkokula annemlerin yanında doğunun bir köyünde eğitim hayatıma devam etseydim. imkansızlarla beraber yaşasaydım. İYİ VE KÖTÜ veya FAKİR İLE ZENGİNİ görebilseydim.En memnuniyetsiz anımdada sanırım bu seçimlerime sığınırım. Sizinde en mutsuz anlarında sığındığınız olur mu? yol ayrımlarında yaşadığınız aklınızda kalan diğer yollara. Bazen diyorum ki, okuduğum üniversite o çok istediğim bölüm yerine diğer az istediğimi seçseydim NASIL BİR HAYATIM OLUR DU? ve diyorum ki annem ile babam bu kadar yumuşak aile ortamında yetiştirmeseydi beni diye. bu yaz güneydoğu ziyaretimde diyarbakır elazığ yolu üzerinde en korunaklı ferah rahat yetiştirmiş olan aile bireylerinden biri olan dedem torunlarıyla beraber yol kenarında canımız tarladan salata domates çekti diye arabaları durdurduk. Arabanın içinde 3 yaşında benim kucağımda olan halamın kızı vardı. elinde wings bebekleri:) oyuncakları saçına taktığı benim ise istinye park'dan aldığım taç vardı.ve diğer halamın oğlu onunda üstünde baştan aşağı marka olan en güzel kıyafetler en önemlisi onun bir ayakkabısı vardı. yol kenarında tarlada oyun oynayan yine aynı yaşları 3 4 5 6 ve 9 olan çocuklar ellerinde boş şurup şişeleri ile birlikte oyun oynuyorlardı. Fotoğraf makinamı çıkardım onlardan izin istedim benimle birlikte fotoğraf çekildiler. dedim ya seçimler bizim hayatlarımıza yön verir. Peki doğmadan olan seçimler. aynı yaşta olan 2 çocuğun yaşadığı farklı hayat tarzları. Bazen diyorum doğduğumuz anda başlar yol ayrımlarımız. Kimimiz yol kenarından izleriz gelir geçeni oynarız bir surup şişesiyle kimimiz ise yolun üzerinde bırakır geçeriz bizden farklı olanları.

HER ADIMDA SEÇİM YAPMAKTIR YAŞAMAK YA ...

not: resimleri birgün kitap çıkarırsan diye saklıyorum....

25 Kasım 2010 Perşembe

HAFTANIN FİLMİ(KIZ KARDESİMİN HİKAYESİ)


Aile..birleştirici ve bütünleştiricidir.


Haftasonuna girerken sizlere güzel bir film önermek istiyorum. Bir kız kardeş, bir anne bir baba, bir abla erkek kardeş hikayesi.... Çok küçük yaşta kanser hastalığına yakalanan kızlarını kurtarmak için donör olması amacıyla ona bir kardeş dünyaya getirirler. henüz küçükken bir çok operasyon geçiren anna büyüdüğünde böbreği iflas eden ablasına kendi böbreğini vermesi gerekmektedir. ancak bu ameliyatı geçirirse anna'nın hayatında fiziksel eksiklikler olacaktır. Filmin sonunda bir sırr ortaya çıkıyor,onu paylaşmak istemiyorum. Ancak aile ilişkileri,abla kardeş ilişkileri irdelenmesi bakımından. Bütünleştirici olan ailenin hastalık durumunda ilişkilerinin nasıl koruyucu hale geldiklerini izleyebileceğiniz. İzlerken ağlayabileceğiniz güzel bir film.
NOT:Bu aralar kısa yazılar öneriler yapyorum. zamanında darlığından şikayetçiyim:))
sevgilerrr
diclekiyisi

22 Kasım 2010 Pazartesi

Ve bir DAVET ve bir ÖRNEK:)))

Doğum günleri insanların en özel anlarından birtanesidir. Her yaş ayrı güzellik ayrı tat verir insana. Bugün elime geçen bir davetiyeyi sizinle paylaşmak istedim.Belki günün birinde en özel anlarınıza ve en kıymetlilerinize sevdiklerimize düzenleyeceğimiz süpriz doğum günü için davetiye hazırlamak istersniz. BUYRUN BİR DAVETİYE ÖRNEĞİİİİİ ister bunu bebekli yapın ister gelin damat:))
BU ÖN KISMI

İŞTE BURDA DA ARKA KISMI:)))



21 Kasım 2010 Pazar

motive olmam için yazılmış bir not


Rüzgar gibi geçti...

rüzgar gibi geçen bir tatildi. ne yaptın? diyenlere kahvemi içtim,kahvaltılar yaptım,kitabımı okudum, televizyon izledim...pijamalarımla yatağımda güzel günler geçirdim,görüşemediğim sevdiklerimle hasret giderdim... ama güzel olan şeyler az sürermiş. Yarın ise yeni bir hafta yeni başlayan Birgüne uyanacağız hepimiz .

Yeni başlayacak bir hafta içinde yaşayacaklarınız, ümitler,sevgiler,üzüntüler,öfkeler,ayrılıklar,yorgunluklar,pişmanlıklar,başarılar hepsi içinde olmasada içinde MUTLULUKLA BERABER UMUDUMUZ OLSUN....

20 Kasım 2010 Cumartesi

dicle gözünden sözünden bir kitap



Hayatımda en çok kitap yazmak isterim... tabii bu benim en büyük hayalimdir. Ama birde bilirim ki yazmak için en çok okumak gerekir. Bunun için kitapçıları dolaşırım...İşte boyle bir günde dicle kıyısı DİCLE SEN SÖYLE isimki kitaba değdi.....
Kitabın yazarı bize bir hikaye anlatmış.... bu hikayeyi ancak dicle gözünden okursanız anlarsınız.....

19 Kasım 2010 Cuma

İçinden tren geçen şehir...İSTANBUL..

Trenleri severdik; çınarların altında uzayan ve zaten ince bir şerit gibi dağla deniz arasında sıkışmış olan şehri, daha da ince iki şeride bölen demiryolunu da.

Trenle yolculuk yapmayı çok severim. Ama öyle bir zamandayız ki zamanla yarışmak adına en hızlı ulaşım araçlarını tercih ediyoruz.
Tabii işimizi zamanla olmadığı keyiflik seyre bıraktığımız andan itibaren kendimizi sirkeci tren garında yada Haydarpaşnın puslu havasında bulup. İçinden tren geçen bu şehri size eşlik eden rayların ve rüzgarın sesiyle izleyin derim...

16 Kasım 2010 Salı

BAYRAM SABAHLARI....


YIL 1993

Anneannemin evi bahçeli yemyeşil elma ağaçlarının olduğu birde kiraz ağaçları kapısında gül bahçesi olan bir evdi.Bizim ailemizde bayram sabahlarını kahvaltı ve çay fasılları bir gelenektir. Çok küçük bir kız iken sabahları ananem kalkar kahvaltı sofrasını hazırlar Bir yandan bana sıcak şekerli sütümü verirken bir yandan bahçede aldığı taze naneler domatesin yanına bırakıp bir yandan da Yemyeşil biberleri kızartırdı. Biber kokusyla yeni bir güne uyanırdık.sofrayı hazırlamasına yardım ederken bahçeli evin penceresinden kapıdan içeri girecek olanları beklerdim. Bu yeni bir gün bayram sabahı olurdu. Bayram sabahları yapılan kahvaltının küçükken heyacanla uzaktaki ailenin uzakta olmasını değilde o günler yanında olanlara ailen onlar gibi bağlanırdın.Kapıdan en çok kuzenimin girmesini beklerdim.çünkü Beraber oyunlar oynayıp yaramazlık yapacağız diye. O bayram sabahının ardından benide alıp onlara gotururlerdi. Annemin uzak olması sebebiyle benim her evde bir yatağım her sofrada bir tabağım vardı.


YIL 2010


Bayram sabahı uyandım, annem yanımda canım kardeşim babam yeni işten gelmiş. guzel poğaçalar getirmiş birlikte kahvaltı ediyoruz. Uzun süre çay sohpetleri yapıyoruz. annem ikinci demliği getiriyor. kalkıyorum yerimden odama geliyorum....

bayram sabahları ailemleyim. Ailem annem kardeşim babam yanımda... Bu yazı nerden geldi sonucu nereye gidecek diye merak edenlere bahsetmek istedim. Odamdan içeri girdiğimde bir poşet vardı sehpada bayram temizliği dolayısıyla asla temizlik yapmayan kardeşim oturmuş temizlik yapmış ve o resimleri saklandığı yerden çıkarmış. İşte bayram sabahına ait o resmi ele geçirdim.


Geçmişe ait en kıymetli eşyalardan biride fotoğraflardır. sadece o günü hatırlatmakla kalmayıp aynı duyguları yaşamaya çalışmanıza yardımcı olur. Hatıra defterimde dayımın yazdığı not gibi... hatırlar insanların hayatlarındaki en kıymetli anlardır. Bu anların kıymetini bil diye... İşte 9 gün tatil haftaiçi beraber olmadığım kadar ailemleyim,sevdiklerimleyim. Sanırım bayramın manasını arayanlar için belki ufak bir detay olabilir söylediklerim. Bayramlar sevdiklerimizle belki hiç vakit geçirmediğimiz o yoğun zamanlarda birlikte olabileceğimiz FIRSAT ZAMANLARIDIR... KIYMETLİDİR...VE UNUTULMAZDIR....
not resim 1988 yılında hasta galatasaraylı ailemin çekmiş oldugu resim ben ve kuzenim:D

14 Kasım 2010 Pazar

kitap mimlenmesi:))) sobelendimmm


merhaba larrr
Canım arkadaşım mkblkonsept beni mimlemişş... bende şimdiii kitaplığa gidip bir kitap ORHAN PAMUK MASUMİYET MÜZESİ... seçtim... VEEE
ilk sayfasında 01.03.2010 pazartesi canımın hediyesi yazıyor...
55.sayfayı açıyorum bir parafraf yazmam gerekli ama orhan pamuk okuyanlar bilirlerr bayaa uzun bir parafgraf olucak sanırım diye düşündüm.

Merhamet apartmanındaki dairede,bir zamanlar cikletten çıkan futbolcu resimlerini biriktirip sakladığım bir kutu vardı. annem eski oyuncaklarımız ile birlikte herşeyi oraya yollardı. o kutuyu , çocukluğumda ağabeyimle biriktirdiğimiz futbolcu artist resimlerini bulursam iddiayı kazanacağımı biliyordum. AMA daireye girer girmez fusun ile geçirdiğimi o saatleri hatırlamak için geldiğimi anladım...


bende bana verilen bu mimi sevgili arkadaşım
http://pinaryasampinarim.blogspot.com/ ilehttp://balgozlukiz.blogspot.com/

ama ben bu mimi iki kişi ile değil birde sevgilihttp://minetozanlioglu.blogspot.com/ 'da gönderiyorum...

sevgilerr
diclekiyisi

13 Kasım 2010 Cumartesi

Bayram öncesi....


Rüyalarda bazen özlediklerimizi görürüz. Özlediklerimiz geri gelmesini beklediklerimiz. Onların geçmiş zamanda kalmaları bazen aklımızdan çıkartsada bazı anlarda küçük bir eşya, küçük bir not, yada ona atfedilmiş bir şey hatırlatır onu size. Benim ananem terziydi... Ama eski zamanların iyi terzilerinden.Bayram zamanları çok yoğun olurdu herkese birşeyler dikerdi. EN güzelini ise bana. Çocukken insanlar kendilerine hep model ararayıp dururlar... onun gibi davranırlar ergenlikte bu model unutulur gider. bir bakarsın yetişkinlikte onun gibi olmuşsundur. Ananemle büyüdüm ben. onun kızıydım bir nevi Şimdilerde ise onun gibi. o sabah 5de uyanırdı sütümü verirdi sabah 8de kahvaltımı hazırlardı. hep birileri için fedakarlık yapardı. Hep iyilik düşünür kötü hiç birşey düşünmezdi. Hadi ya kötü düşünmeyen insan olur mu demeyin.. oyleydi işte. Sabah okul servisim yanaşırdı kapıya beni ugurlardı akşam alırdı. Her cumartesi onunla gezmeye giderdik. en güzel yelere... Hani annemden babamdan kardeşimden ayrıyım diye bana üzülürdü kıyamazdı annesiz babasız gurbette diye...bayrama az kala son kıyafet provalarımızı yapar.. Bayramın ilk günü heyacana kalkıp giyinirdim VE bayram için gelenlerden harçlığımı beklemeye. şimdi yine bayram öncesi bayram VE biliyorum yine bayram sabahı kalkmak istemiyor olacağımı.. İnsanlar büyüdükçe geçmişini özlüyormus. sahip olduklarının güzelliğini zaman geçince farkediyormuş. VE Şimdi yine bayram geliyor. kapımızda gelenleri bekleyemiyoruz kimseye gidemiyoruz. çünkü uzakta sevdiklerimiz... gelmemek üzere.
bu yazımı birlikte yan yana yatan anneannem ve dedeme armağan ediyorummm
İYİ BAYRAMLARRRR

11 Kasım 2010 Perşembe

herkesin özlediklerii vardır.....


Herkes bu bayram tatilini bekliyor biliyorum. Kimisi seyahat etmeyi bekliyor. Kimisi başka ülkeler görmeye gidiyor... kimisi benim gibi evinde zaman geçirmeyi birde istediğim bir yerde yürüyüşüe gidip kahve içmeyi bekliyor.

Çok kısıtlı bir zamanımda bloguma yazmaya çalışıyorum.Ancak bayram tatilinde hedeflerimden biri yazın çektiğim fotolarla ilgili yazılar ve fotoğrafları eklemek...

9 gün boyunca durmadan yazı yazmak... bunun için gözlem yapmak...SEVDİKLERİMLE KAHVALTI YAPMAK ONLARA HAZIRLAMAKKKK

bogada sıcak kahve eşliğinde yürüyüş yapmakk. müzik kulağımda... dilimde şarkı mırıldanmak...

hergün film ve takip ettiğim dizileri bitirmek...

gün boyu pijamalarla gezinmek...

Başka ülkeleri gezeceğim onun için araştırmalar yapmak....





3 Kasım 2010 Çarşamba

Yoğunlar için günün dekorasyon fikri

bugünün işini yarına bırakma erteledikçe ertele geçenlerde garfield yasalarında okumuştum... tembellikle ilgili çok güzel şeyler yazıyordu ahh dedim nerdee ben koştur koştur bunları değil yapmak aklımın ucundan bile geçmezz. ama hayatta anlık mutluluklarıda unutmamak gerek. Hayatta ufak farkedilmeyen sıradan basit gibi gözüken şeyleri değerli kılanda bunlardan br süre uzak kalmamızdır. ben bu zamanlardan birindeyim kahvemi elime alıp kitabımı okumaya hevesliyim. fonda yasmin levy.... ahh ne kadar kıymetliii
Birdeeeee!!!!

Ben hayatı zıt kutup şeklinde yaşayanlardanım ya hiç uyumam ya uykunun dibine vururum. ya çok hızlı koşarım ya hiç koşmam. ya mücadele ederim ya vazgeçerim. ya inanırım yada asla inanmam ya çok boş vaktim vardır yada şimdi olduğu gibi çok ama çok yogunumdur. aslında bu yogun günlerde elimde bir defter bir kalem koşuşturma içerisindeyim nekadar kayıt içerisine alırsam alayım unuttuğum noktalarda olmuyor değil... İŞTE BUNU İÇİN GÜNÜN DEKORASYON ÖNERİSİNİ VERİYORUM YOGUN OLANLARA... BEN BEĞENDİM AMA YENİ BOYANMIŞ DUVARA BÖYLE BİRŞEY ÇİZERSEM ANNEMİ DÜŞÜNEMİYORUM:((( BELKİ BAŞKA BİR YOL BULABİLİRİMMM
SEVGİLERR

1 Kasım 2010 Pazartesi

godiva ve çikolata aşkı


Tatillerin uzun olduğu zamanlarda ne yapsam diye düşünür dururum. Bazı insanların büyük keyifleri olsada ben hep kendime fırsatlar yaratırım.Godivayı bilirsiniz. ben godiva ile amerikada tanıştım. Aç gezerdim diyete girerdim. bir gün bboyunca godiva ile yaşardım. Çikolatanın en güzeli en harikası. özellikle kutularına bayılıyorum. Çikolatayı sanat haline getirmiş olup dükkanın içine girdiğim andan itibarenn gözünüze çarpan taze çilek ve o çikolataya batırılmış enfes koku içersinde birde çıkolataları seçiyorsun. iki saat şunumu alsam bunumu alsam karar veremedim. Godiva Türkiye'ye geleli 2 ay olmuş.Bende cumartesi gittim koştura koştura hani kaçıyor gibi... nişantaşında abdi ipekçide. Bayram öncesi çikolatalarınızı burdan alın derim. Birde gitmişken CHOCOLİXİR deneyin. Ben denedim... fotoğrafladım. buyurunnn
sevgilerr
diclee