Hakkımda

28 Ekim 2010 Perşembe




Büyüklerin dünyası karmaşıktır,kurnazcadır, güvensizdir,büyüdükçe büyükler yalnızlaşır. Büyüdükçe bitkinleşirsiniz bedeninizin yanı sıra aklınızda çalışır ve sizi yorar.büyüdükçe evet evet paylaşımlarda azalır. Büyüdükçe masumiyet yitirilir mi? Büyüklerin dünyasında bunlar yaşanırken çocukların dünyasında ise ....


Şimdi size paylaşımın büyük ama minik hikayesini anlatmak istiyorum.


Bugün istanbul çok soğuktu ve herkes şemsiyesini alıp koşturup bir yerlere ulaşmaya çalışıyordu. Benim yanımda iki çocuk tek istediğim onlar ıslanmadan servislerine bindirmekti. ama ıslanacaktık hep beraber çünkü miniklerdede bendede şemsiye yoktu olsun yalnız değillerdi ya dedim. neyse ben tam bunları düşünürken arkamda minik sevimli bir öğrenci yumuşak ses tonuyla öğretmenim dedi ve şemsiyesini hiç tanımadığı diğer çocuğa uzattı bu sefer kendi ıslanıyordu. diğer çocuklara göre tabii o bir sınıf üstteydi ama abiydi. Eğildim yanına doğru Teşekkür ettim kocaman bir kalbi olduğu için...

27 Ekim 2010 Çarşamba

bayıldım bayıldımm ben bu kapıyaaaa eveee


Hergün umutla başlamak gerekirmiş hayata hergün uyandığınızdakendinizi mutsuzda hissedebilirsiniz ya da hergün daha bir dinç hissedersiniz. daha bir ayakta uyanır insan. Kırmızı rengi çok severim. ama dikkat çekmeyi sevdiğimden değil!! oldum olası sade olmayı seçerim. Herkes için renkler değişik anlam ifade etsede kitaplarda... kırmızı sevenler için neler neler söylensede inadına seviyorum. özellikle gidip buluyorum içinde kırmızı olanııı... yağmurlu bir günde evinde oturup benim gibi erken kalkacağı için erken yatmaya hazırlananlara bu resimi gönderiyorum.
hee resmi apartment therapy.com aldım. çok güzel ev resimleri var dekorasyon sevenlere önerim bu siteye uğramanız.
Birdeee sevgili http://balgozlukiz.blogspot.com/ bana bir hediye göndermiş.... tuğcemmm çok teşekkürr ederimmm.Bende canımmm canımmm mkblkonsept yolluyorumm.. sevgili kardeşim Yaşammpınarıma yolluyorum. http://cepaynasi.blogspot.com/ birde bana yoklugunda selam gonderen bunu takip ettiğm blogda gördüğüm sevgiili cepaynasına gönderiyorum..
SEVGİLER





26 Ekim 2010 Salı

herkesin hikayesi


Ben oldum olası hep kararlar veririm, bazen oyle kararlar veririm ki aceleden yanlış olduğu da olur ya da kararsız kalırım, ortada kaldığımda olur. Herkesin bu hayatta kendine göre cizdiği yol var ve bu yolda kurduğu hayaller ve kuruduğu hayalleri var. herkes bu yolun bu hayallerin yolunda hikayesini seçer, yazar ve oynar. kimi kızgın hikayeler oynar kimisi acılı kimisi komedi oynar kimisi traji komik ama herkesin hikayesi çok eğlencelidir. herkesin hikayesi değerlidir. Bu yüzden küçüklüğümden beri bayılırım büyükler konuşunca oturup aralarında dinlemeye onlar yokken sanki onlar gibi konuşup düşünmeye. hikayeler asla pas tutmaz asla bir başkası bilmese bile hikayenizi yada bir başka değer vermesede içinizden gelen iç sese kulak verin . yarım kalmış her hikayeyi çabalar dururuz bir başka hikayeler yazar. ve o yazılan yoldan bazen gideriz bazen gitmeyiz. geçenlerde bir yazı okumuştum bir adam varmış hayatı boyunca bir onumu seçsem bir bunu seçsem düşünmüş durmuş sonra karar verememiş yıllarca ve birgün karşısına seçmek istediği şeyleri bekleyen biri çıkmış ben sen neyi seçmiyorsan onu bekledim durdum. sen birini bırakıp diğeri seçseydin ben seçemediğini alacaktım ama sen hiç birine karar veremedin ve senin yüzünden bak benim önümde kapalı kaldı demiş. Hayat boyu seçimlerimiz bizi engeller yada sürükler hep bir şeylere başlarız vazgeçeriz karar veremeyiz versekde aklımız bir diğerinde kalır, başlarız bırakırız, vazgeçeriz,geri döneriz. sonunda yine biz başladığımız yere geri döneriz. bugün içimden sadece vazgeçtim defalarda geri döndüm, yazdım sildim, sildiğimi okudum değiştirdim demek için buraya yazıyorum. herkesin bir hikayesi değerlidir ve ben bu hikayeleri dinlemek istiyorum...

21 Ekim 2010 Perşembe

blog dunyası ve bennn uzaklık


uzun zaman oldu mu? blogumdan uzun kalalı...

Blogumdan ayrı olsamda blog dostlarımdan asla ayrılmadım. sizleri hep takip ettim. bazı kararlar almış olsamda ayrıca her zamanki gibi sık sık yazmayacagım yine bildirmek isterim. Ama ARA ARA MUTLAKA YAZMAM gerektiğini çok sık işitir oldum. dayanamadım motive eden sevdiklerim, dostlarım oldu, herşey bir yana mailleri için msjlarınız için Teşekkür ederim.... AYRICA SÜPRİZ BİR BULUŞMA GEREKÇEKLEŞECEK . BURDAN ONUDA PAYLAŞACAĞIM....:d

şimdi gelelim geri dönüş hikayeme, aslında biriktirmiş bir yazıdan çıktı bütün bunlar. çok eskiden sevdiğim bir dostum bana vermişti okumam için eski gazete parçasının buruşmuş hali çıkıverdi karşıma bende hep bunu yapıyorsun paylaşmayı bilmiyorsun dicle diye kızdım veuzak kalan bloguma geri dönmek istedim. belki biliyorsunuzdur ama mutlaka paylaşmak istedim. Buyrun:D

TANRIM, aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir...Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele.Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver.Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, hafızamda yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.Uykunun o büyüleyici gücünü duymama yardımcı ol!

Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlamayı bilmeyi, hülyalata dalabilmeyi öğret.Her gün bana KAĞLUMBAĞA ve TAVŞANIN masalını anlat. Anlat ve hatırlat ki yarışı her zaman HIZLI KOŞANIN BİTİRMEDİĞİNİ, hayatta hızı artırmaktan çok daha önemli şeylerin olduğunu bileyim...Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla, bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması, yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır.Ve hepsinden önemlisi Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için "CESARET", değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için "SABIR", ikisi arasındaki farkı bilmem için "AKIL" ve beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak "DOSTLAR" ver.