Hakkımda

5 Ocak 2010 Salı

kalabalıklarda ansızın gelen düşüncelerim


Çeşitli renkler sunarsa da ve bu size cazip gelsede, Uzun bir yoldur hayat.
Birgün evdn cıkarsınız. Karşınıza kimin çıkacağını bilmeden yada kimin kapısını çalacağınıı düşünmeden. Aslında gitmek için bir hedefiniz vardır ama yürüken birçok yola sapacağımızı bilmeden. Ve dönüp yola bakarsın geriye dönmek istersiniz artık coktan içiçe geçmiş bir hayat vardır cıkmaz yollarıyla birlikte.
sonunda bilgisayarıma kavuştum. Uzun zamandır ki bu uzun zaman baya uzun bir zaman oldu kardeşimin laptop’una el koymuş bulunmaktaydım. Artık kendiminkinde olduğuna göre daha güzel bir yazı yazabilirim. Bilgisayarımı elime aldığımda okadar yenilenmiştiki inanamadım. Açıp bakınca eski bilgisayardı ama yepyeni. Tıpki değişime uğramış bizler gibi dış yüzeyi eskise bile içine bakıldığında bambaşka olan insanlar gibi. Suan bir kafe cayımı yudumlarken yazımı yazıyorum ve iç kısmı yepyeni olan yeni laptop’um ve dışı aynı içi artık bambaşka olan yeni bir ben ile. Yazı yazmanın iştah kabartıcı kısmıda; kalabalığın can noktasında olup hayat akarken sen ise içine dönmüş bambaşka dünyalara dalıp gitmissin. İçinden belki kahkahalarla gülüyorken bir an geliyor çığlıkla ağlıyorken. Yazıyorum evet dşünmeden aklıma gelen ilk kelimelerle hata yapmaya korkmadan uyarılmadan. Nefesim kesilmeden imla hatası yapıyorsun kızım düzelt diye birisinin uyarısından korkmadan. İçimi dökerek tamda istanbulun en ihtişamlı koprusunun ayagında bir yanım asyaya bakarken bir yanım avrupada kalmışsken çevremde bakıp geçenlere aldırmadan yazıyorum. Yazmanın özgürlüğü ile bir ben olup bütünleşiyorum. Burnumda sıcacık simidimin kokusyla avucumda yazının akışıyla günün kararmasına aldırmadan yazı yazıyorum. İrkiliyorum havaya bakıyorum lacivert mavi ve soğuk bir renk olduğunu farkediyorum. Kafamın içerisinde bir büyük dünya bırakıyorum. Tekrar kalabalığın olduğu noktada sakinlikle kucaklaşıyorum. Farkındalıklarımız var ki farkında olamadıklarımız. Ta kalabalığın orta nokta noktasında hızlı bir yaşam var ben dururken. Herşeyin en yenisi ne güzel başlarken tad alır ya insan ,eskidikçe unutlur gider bırakırız, sıkılırız. İlk başlangıçlar değilmidir bizi hayata bağlayan. Başlarkenki tazelik korumazmı eskidikçe değerini. Nekadar eskisede eskisin değerini korumazmı eskinin. Bir gelen digerini aratmaz mı hayatta. Ruhundan bir parça gitsede senden oteye gelsede yerine bir başka hikaye durup eski hikayelerimize takılı kalmazmıyız hayatta.
Yeni bir başlangıç herzaman temizliktir. Ben cocukken hatırlıyorum ananem bahar temizliği yapardı hergün evini temizlemesine rağmen o bahar temizliği o minik evine bir huzur yenilik, şenlik getirirdi. Anlıyorumki koca koca ananelerimiz babannnelermiz boşa yapmazmış o temizlikleri . eski kalsada hersey yerine yeni gibi koksun diye, dönüp bakıyorum arkama artık bakmak istemiyorum çünkü eski hikayeler acı da veriyor insana. Hayat iyki yenileniyor diyorum. Eskiyi hatıralarda birde bıraktıklarımız var ya işte kalbimize onlar dokunuyor. Ellerimi başıma koyuyorum zihinimdeki kötü anılarıma reset atıyorum. Tıpki bilgisayarıma yaptıkları gibi. DIŞI AYNI AMA İÇİ YEPYENİ…..

Hiç yorum yok: