Hakkımda

2 Ocak 2010 Cumartesi

kimseye sezdirmeden....



Yeni bir yıl; yeni gelen bir yıl.

Değişimler, kararlar, mutfakta pişen tadına bakamadığımız henüz ne yiyeceğimizi bilmediğimiz acı, tatlı, tuzsuz, hikâyelerimiz. Alt tarafı 2010 giriyoruz. Engin ardıç’ın yazısında 'Johann Strauss'un "Yarasa" operetini bilir misiniz, bir yılbaşı gecesi cereyan eder... Orada gardiyan Frosch tam saat on ikide takvimin yaprağını koparır, "31 Aralık" yaprağının altından "32 Aralık" çıkar. Sözü çok hoşuma gitti. Gece yattık sabah kalktı takvimin yaprağı değişmiş hepsi bu' diyordu. Çok hoşuma gitti. Dedim ki gerçekten hayatında hiç bir şeyin değişmesini istemeyen, artık hayalleri maddi çıkarlardan ibaret olmuş, kafasını çevirdiğinde kırdığı kalplerin farkına varmayan, belki bugünü bile kendince beraber geçirmek isteyen aileleri günah işliyorsunuz diye insanları yargılayan insanların hayatında cidden 32 , 33, diye gider. Bence o hayat onlar için hiç değişmez. Kısır bir döngü içerisinde yuvarlanıp gider. Yaptığı hataların farkına varamaz. Cok yazıktırki en çok günah diyenler azgından düşürmeyenler kendilerinin günah işlediğini görmez. Çünkü kendilerine bakmazlar ki görsünler ona buna bakmaktan. Yeni yıla nasıl girerseniz öyle geçermiş. Çok şükür ben 2010 yılına sevdiklerimle girdim. Çok şükür insanların yargılanmadığı birbirini koşulsuz seven kişilerle ertesi güne hazırlandım. Ve 1999,2009,2010…..2050 olsa da bildim ki günlere sevdiklerinle girmek, sevdiklerinle yaşamak çok güzelmiş. Hayatında olması çok güzelmiş. Hırsın, paranın, kırgınlığın yalanlığın olmadığı bir güne hazırlandım. Ve bildim ki yeni yıl, kutlamalar değil di beni heyecanlandıran. Yeni bir güne hazırlanırken vicdan azabım yoktu. Kırgınlıklarım vardı , ama kırdıklarım yoktu. Paranın değersizliği vardı, NANKÖRLÜK ASLA YOKTU. Şuursuz insani istekler yoktu. Yılbaşı akşamından bahsetmiyorum. zaten o günün önemi de yok.






Bu bir kaç gün yolculuk yaptım ben. gözlerim sevdiklerimi izledi. onlara sorular sordum içimden cevaplar beklemeden haberleri olmadan.. uzun yola gittiğimizde babacığıma içimden beni sevdiğini sordum. cevabını almadan çünkü bu cevaba ihtiyacım yoktu. anneciğimle mutfakta bulaşık yıkarken usulca içimden sordum ; cevabını beklemedim. kardeşime o uyurken usulca sordum; abla olmanın zorluğunu bilerek. ve döndüm dostuma o gözünü açıp kapayana kadar sordum. yanımdaydı ya herzaman elimi tutuyordu ya cevabımı aldım. ,ve hayatımın ruhuna sordum .hepsini onlar duymadan sordum, üfledim kulaklarına .



emindim çünkü cevaplarından. almasamda hoşuma gidiyordu. gözlerimi onlarla açmak kapamak, sorular sormak, cevaplarını beklememek. gülmek ,ağlamak, kaybetmekten korkmak. ama kaybetmemek için çabalamak. her günün kaybedilceğiniyada kazandıracağını bildiren yeni yılın anlamı benim için bu sene buydu. ama ne olursa olsun sevdiklerini kaybetmemekti. her güne şükür etmekti.

Hiç yorum yok: