Hakkımda

22 Temmuz 2010 Perşembe

EFRASİYAB'IN HİKAYELERİ ve İHSAN OKTAY ANAR


Gözlerin göreceği çok şey vardır beklide. Ama en önemli şeyi kalpler görmelidir. Kalp gördükten sonra gözler artık yönünü farklı yönlere de çevirir. Ve o gönül dalıp gider gönül dalıp giderken gözler onun daldığı yerlere bakınır aranır aranır aranır...
Bloguma yazmak için aslında biriktirdiğim onca konu var birçok yer gezdim gördüm birçok hikâyeler edindim. Ama ben nedense bunları taze yazmak yerine üzerinden zaman geçip, tam tozlanmaya başladığında çıkarıp hatıra kutusundan bahsetmeyi daha değerli buluyorum. Malum tatil her yer, herkes bu tatillerden yeterince bahsetmiş bulunuyor. Bırakalım tatili onlar yazarken, bizlerde yolculuk esnasında okunması gereken kitaplardan bahsedelim. Yolculuğa çıkmadan önce dikkat ettiğim en büyük şey yanıma mutlaka bir kitap almaktır. Tam böyle bir zamanda kitapçıya uğradım. Ve istediğim o kitabı aldım. Ve Hasan Keyf’e giderken kitabın ilk sayfasını açıp başladım EFRASİYAB’IN HİKÂYELERİ’Nİ okumaya. BİRDE yolculuk ordan oraya burdan buraya derken tıpkı cezzar dede ve ölüm gibi bende her bir şehirde bir hikaye okumuş bulundum.daha önce dedim mi bilmiyorum bu sene ben doğudan başlayıp batıya doğru ufak bir gezintiye çıktım da. Okurken yazarı inanılmaz kıskandım. Kimileri bir yola çıkmış henüz yazmaya yeni başlamış iken önce iyi yazı yazmanın yolunun iyi okumaktan geçtiğini bilen ben için İHSAN OKTAY ANAR benim için eşsiz bir kalemdi.doğrusu onun gibi yazamayacağımda kesin:(((( . Okuduğum her hikâye bana bambaşka koylarda gezinme fırsatı verdi. Doğrusu kitabı uzatarak okudum. En son durağımda İstanbul noktasında bitirmiş bulundum. Konusuna gelince, ölüm ile cezzar dede arasında bir oyun oynarlar. ve bu oyun karşılıklı bir birlerine hikaye anlatmaktır. ölüm yanına cezzar dedeyi alarak uzun ihsanın canını almaya giderken yolda birbirlerine hikaye anlatırlar ölüm 4, cezzar dede 4 ve ikisinin hikayesiyle beraber toplam 9 hikaye okumuş olursunuz. ve bana en ilginç gelen kısmı ölüm ile cezzar dede uzun ihsanı aramak için çeşitli mahallelere giderler . ya bu isimler nerden geliyor diye merak ettim araştırmalarım sonucu cennetin katmanlarıymış. kitap hem öğretici, hem dinlendirici... ama ben bir hata yapmış bulundum ilk kitabından başlayarak okumadım. şimdi ilk kitabından başlayarak İhsan Oktay Anar okumaya devam....
kitaptan benim en beğendiğim kısmından bir alıntı ile
kavuşunca meşk, kavuşmayınca aşk olduğunu söylerler. Sevgisini kalbinde taşıdığı sürece herkes ona kavuşmuş demektir.

7 yorum:

Kiraz Limanı dedi ki...

Çok güzel bir kitaba benziyor..Ben de okumak isterim

Yurdanur

dicle kıyısında masal kentim dedi ki...

sana gönderebilrimm:)))) okuman içinnn

mine dedi ki...

İhsan Oktay Anar tam bir entelektüel felsefe hocası olduğu yetmiyormuş gibi bir de eski türkçeydi tasavvuftu herşeye hakim üstelik yazdıklarını keyifle yazıyor :) tırnağı bile olmak için ..hatta olunur mu bilemem : )

dicle kıyısında masal kentim dedi ki...

işte yazı yazarken asla böyle olamayacağını bilmek. tırnağı bile olamacayağını:((( sadece benim en büyük hayalim birgün kitap yazmak. ama yazarkende doğru kalemler okumak. ve önce okumak okumak okumak, araştırmak. edebiyatı keşfetmek:)))) teşekkür ederim minecim yorumun için.

Adsız dedi ki...

en sevdiğim yazarlardandır kendisi. Her kitabı ayrı bir keyif ve ayrı bir dünya. Uzun İhsan Efendi gibi ustaca yazmak... Benim için koskoca bir hayal :)

Kiraz Limanı dedi ki...

Gerçekten yollayabilir misin? Çok çok çok güzel olur hem de :)

dicle kıyısında masal kentim dedi ki...

yurdanır tabiki yollaım mail adresimden adresini yollarsan yarın hemen gidip yollarım :)))))
kitap kardeşi oluruzzz