Hakkımda

22 Mart 2010 Pazartesi

vaktiyle


Vaktiyle bir genç varmış. Gözleri siyah teni bembeyaz, saçları parıl parıl parlayan bir kız sevmiş. Günlerce evin önünde dolanmış durmuş. Aylarca babasının kapısına gidip gelmiş. Babası demiş hayır, eşikler eskimiş gidip gelmesinden. Bir gün babası genci evin önüne çağırmış artık kalbim dayanmaz oldu ey oğul madem sen kızımı bu kadar seviyorsun verdim gitti demiş. Ve 10 gün tam 10 gün içinde o genç sevdiği nakşı güzel kızı almış. Evlenmişler o gece sabaha kadar izlemiş güzel gözlüsünü. İzlerken uykuya dalmış. Sabah kalkmış ey benim güzel yârim, can yârim, derken can yârinden bir daha ses alamamış.
Bazen günlerce aylarca bekleriz. Onu sonunu düşünmeden isteriz. İsteriz ki bizim olan bizim sevdiğimiz her ne varsa bizim olsun. Kalabalıkların içindeydim bu hikâyeyi okuduğumda. Birden hikâyenin sonu hiç de istemediğim gibi bitince tokat yemiş gibi başımı doğrultum. Yanımdaki bana göz kaydırdı, noldu der gibi baktı kafasını çevirdi. Uzun müddet yola daldım ve kendime aynı soruyu sordum. bulduğumuzu sandığımızda onu kaybedersek?

4 yorum:

Rh+ dedi ki...

hakikaten etkileyici ve düşündürücü...

Adsız dedi ki...

Ama olsun yine bulmuş oluyoruz sitem ediyorum bu yazına:) hiç bulmamaktansa bulupta kaybetmek bence daha iyi en azından benim olduda kaybettim dersin:)
çok etkilensemde yazından acı gerçeği kabullenmek zor olsa gerek sitemim bu yüzdendi:)

Hüseyin

dicle kıyısında masal kentim dedi ki...

sevmek ve sevilmek en güzel duygu insanın hayatında çok dogru oysa bunu aramak?

fatoş dedi ki...

sevip sevildiğini bildikten sonra kavuşup kavuşmamak çok önemli değil bana göre,önemli olan o duyguyu yaşayabilmek ,hissedebilmek ...
ya bu duguyu hiç yaşamadan ölmek daha kötü en kötüsü....
sesini hiç unutmadım ,yüreğimin derinlerinde saklarım hep...
saklayabildiğime şükrediyorum