Bu bir nevi 25 yaşı doldurmuş kızın kendine yazdığı yazıdır.
Doğum günleri, hani pastanın üzerine bir mum dikersiniz ve dilek tutup üflersiniz. Ben çok küçükken dilek tutardım. Ve derdim ki her seferinde; Allah’ım bana barbie bebek evi, bisiklet, annemler yanımda olsun, bazı yıllar olamazlardı ve ama istisnasız onlardan ayrı geçirdiğim zamanlarda İstanbul’a dönüşlerini doğum günüme getirmişlerdir. Ve ben doğum günümü asla onlarsız geçirmemişimdir. Ve her dileğim kabul olmuştur. İstediğim her şey geç bile olsa olmuştur. Bu yıl ise dilek tutuyorum yine; bakalım olacak mı? Biliyorum olacağını ama ben bir şey fark ediyorum. Büyüdükçe dilekleriniz kendinizden daha çok başkaları için oluyor ve o dilekler maddi istekler yerine manevi isteklere bırakıyor. Benimki öyle oldu. Bu yılda dilek diliyorum gerçekleşeceğine eminim. Birde doğum gününüzde sizi arayanlar vardır hani bilirsiniz asla o unutmaz dersiniz. 25 senedir benim öyle biri var. Ama biliyorum yarın beni aramayacak. Kırgınız birbirimize. Ama unutmadığını çok iyi biliyorum. Unutmaz çünkü biz kardeşiz kardeşler birbirini asla unutmaz. Nerden mi biliyorum? Çünkü bende onunkini unutmadım. Hatırladım ama kutlayamadım. 25 yaşında kendime yazdığım bu yazıda dileğimde; herkes için gerçekten sevip de kırgın olduğunuz kişilerle kırgınlıkların unutulmasıdır ama gerçekten sevdiklerinizle. Benim gerçekleşmesini istediğim dileklerim var ama sanırım en büyüğü bu. Biraz melankolik yazı oldu ama napabilirim. Yaş ilerliyor insan duygusallaşıyor.
ps: gerçekten sevdiklerinizle barışmanız diğeğiyle:P (hani bazılarının ve özelliklede sevmedikleriniz yani yüzünü bile görmek istemezsiniz)